AK Parti'nin kurucu üç isminden biri olan Abdullah Gül'ün yeniden Cumhurbaşkanı adayı olma ihtimali kulislerde konuşulmaya başlandı.

ERKEN HABER - Eyüphan Kılıç analiz - Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) kurucuları Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Bülent Arınç, yaklaşan seçimlerde gündemde yerini koruyor.

AK Parti'nin ilk seçimde iktidara gelmesinin ardından devletin en üst kademelerine partinin ilk üç ismi oturdu. Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı, Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan, Bülent Arınç'ın ise TBMM Başkanlığı döneminde, Türkiye siyasi istikrarın zirvesini yaşadı.

Partinin kurucusu, sahibi ve dava adamı olarak sürekli zirvede olan üç isim, her zaman Türkiye'nin yakın siyasetine yön veren isimler oldu.

OY ORANI SÜREKLİ ARTTI

AK Parti, kuruluşundan itibaren 13 yıldır girdiği bütün seçimlerin galibi olarak çıktı. Kuruluşunun ilk seçimi olan 2002 yılındaki genel seçimlerde küçük partilerin hepsi barajın altında kalmış, AK Parti yüzde 34.42 oy oranıyla birinci parti çıkmıştı. 

Barajı geçen diğer parti ise yüzde 19.42 ile CHP olmuştu.

TBMM'de temsilcisi bulunan AK Parti ve CHP, siyasi mücadelesini hem Meclis'te hem kurumlar üzerindeki vesayetlerde hem de sahada sürdürdü. 

ÇOK BADİRELER ATLATILDI

AK Parti'nin kuruluşunun hemen ardından beklenenin üzerinde oy alarak girdiği ilk seçimde iktidara gelmesi, ülkenin birikmiş sorunlarının çözümünde siyasi istikrar yakalanmış oldu.

Meclis dışında kalan Erdoğan'ın tekrar seçilerek Başbakanlık yapmasına destek veren Deniz Baykal liderliğindeki CHP, hemen her konuda AK Parti ile zıt söylem ve politikalar uyguladı.

Danıştay saldırısı gerginliği, 367 krizi gibi birçok badire, AK Parti-CHP arasındaki siyasi krizlerin odağı oldu.

ÜÇLÜ ARASINDAKİ İPLER KOPTU

Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı görevini Recep Tayyip Erdoğan'a devrettiği süreçte,AK Parti tarafından siyasi manevra yapılarak Abdullah Gül'ün AK Parti Genel Başkanı olmasının önü kesildi.

Cumhurbaşkanlığı görev süresi bitmeden iki gün önce AK Parti Olağanüstü Kongre'ye giderek, Abdullah Gül'ün partide hakimiyet kurması engellendi.

Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi arenadaki ilk "küsme" veya "gönül koyma" konusu burada oldu.

Bülent Arınç'ın TBMM Başkanlığı'nın sona ermesinin ardından herhangi bir görev verilmemiş olması, yine bu üçlü arasında mesafe açılmasına neden oldu.

KÜSKÜNLERE MEKTUP

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamuoyu araştırmalarına göre kuruluşundan itibaren AK Parti'nin oyunun en düşük seviyede olduğunun farkında.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ne sebeple olursa olsun küskün olanları yeniden kazanmak için eski partililere birer mektup göndererek, geri gelmeleri için davette bulundu.

Davete ilk icabet eden parti içinde muhalifliği ile bilinen Bülent Arınç oldu. Manisa'daki toplu açılış töreninde konuşan Arınç, AK Parti'nin bir sahibi olarak vatandaşlardan Erdoğan için oy istedi.

Abdullah Gül ise şu ana kadar kamuoyu ile söz konusu mektup hakkında herhangi bir açıklama yapmadı.  

PARTİ KURMA CESARETİ GÖSTEREMEDİ

Cumhurbaşkanlığı makamından indikten sonra AK Parti'ye genel başkan olamayan Abdullah Gül'ün kendisine yönelik yapılanlardan dolayı partiden istifa edip, yeni bir parti kurması bekleniyordu.

Kamuoyunda meydana gelen beklentinin aksine Abdulah Gül, siyasi arenadan çekilerek evinde oturmayı tercih etti.

Aynı şekilde Başbakanlık görevinden azledilen Ahmet Davutoğlu da o süreçte parti kurma cesaretini gösterememiş, çeşitli nedenlerden dolayı AK Parti içinde kalmayı yeğlemişti.

Bülent Arınç, her ne kadar partiyi eleştirse de parti kurabileceği hiçbir zaman gündeme gelmedi.

"AĞIR ABİ ABDULLAH GÜL"

Siyasette ağır başlılığı ve söylemleriyle gerek AK Partililerin gerekse tarafsız Cumhurbaşkanlığı yapmasından dolayı diğer partilerin beğenisini kazanan Abdullah Gül, partinin "Ağır Abisi" olarak nitelendiriliyor.

Cumhurbaşkanlığı için tekrar aday olma ihtimali bulunan Abdullah Gül ismi her seçim öncesi tartışılmaya açılıyor.

Ali Babacan önderliğinde kurulan DEVA Partisi ile eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun liderliğinde kurulan Gelecek Partisi ile Abdullah Gül'ün ilişikli olup olmadığı medyada tartışıldı.

Abdullah Gül, herhangi bir parti ismi verecek bir şekilde açıklama yapmadı ancak her iki liderle de görüşmeler gerçekleştirdiği bir gerçek.

ALTILI MASANIN ADAYI OLABİLİR Mİ?

Altılı masa, altı siyasi partinin tek başına yapamayacağı, üstesinden gelemeyeceği, ancak birlikte sonuç alabilecekleri konularda iş birliği yapmak üzere oluşturuldu.

Her bir partinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen görüşmelerin ilk turu tamamlandı. Görüşmelerde, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile Seçim Güvenliği konularında işbirliği yapma ve birlikte hareket etme konularında anlaşma sağlandı.

Seçimin yaklaşmasıyla birlikte söz konusu 6 partinin, mevcut işbirliğini "seçim ittifakı" şeklinde sürdürülebileceği söz konusu.

Altılı masa olarak tabir edilen birlikteliklere diğer partilerden de katılım olabileceği gibi bazı partilerin masadan ayrılması da ilerleyen günlerde gerçekleşecek.

Masadaki her parti, kendi desteklediği adayın Cumhurbaşkanı adayı olmasını isteyecek. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, kendisinin aday olmayacağını açıklaması, parti olarak başka bir aday göstereceklerini net bir şekilde ortaya koydu.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'ın Cumhurbaşkanı adayı kriterlerinin "eski AK Partili olmayacak" şeklinde tanımlaması, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun aday gösterilmesine karşı olduklarını gösterdi. DP, Abdullah Gül'ü de AK Parti'den dolayı elemiş durumda.

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplandı Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplandı

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise altılı masa tarafından aday gösterilmemesi halinde kendisinin 100 bin imzayla Cumhurbaşkanı adayı olacağını açıklamıştı.

Sadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun Abdullah Gül ismine destek vermesi muhtemel. Aynı parti kökeninden gelmeleri ve siyasi çizgilerinin aynı "dava" ekseninde olmasından dolayı olumlu bakabilirler.

Bu gelişmeler, söz konusu Altılı masanın bir ittifak oluşturmayacağı, sadece işbirliği ile sınırlı kalacağını gösteriyor.

 Altılı masada asıl söz sahibi olan -oy oranı doğrultusunda- CHP ise Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklemeyeceği kesin.

Abdullah Gül'ün TBMM'de Cumhurbaşkanlığına seçildiği dönemde 367 krizini çıkaran CHP, iktidara bu kadar yaklaşmışken Gül'ü desteklemesi söz konusu olamaz. Kılıçdaroğlu'nun destek vermesi halinde oyunu düşüreceği ve parti tabanını kaybedeceği bir gerçek.