İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Batı Karadeniz'de yaşanan sel felaketiyle ilgili, “Selin şu ana kadar yaptığımız hesaplamalar çerçevesindeki maliyeti 4.2 milyar. Yani yine önemli bir maliyetle karşılaştığımızı ifade etmek isterim" dedi.

ERKEN HABER - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sel felaketinin yaşandığı Kastamonu’daki incelemelerinin ardından Bartın’a hareket etti. Burada Afet Koordinasyon Merkezi’nde toplantı gerçekleştiren Bakan Soylu, toplantı sonrası Valilikte basın açıklaması yaptı. Sel bölgesinde 8 bin 193 personelin görev aldığını anlatan Bakan Süleyman Soylu, hasar tespit çalışmalarının sürdüğünü açıkladı.

BİLANÇOYU AÇIKLADI

Selin yapılan hesaplamalar çerçevesindeki maliyetinin 4,2 milyar TL olduğunu açıklayan Bakan Soylu, şunları söyledi;

Bölücü terör örgütünden kaçan 2 terörist Habur'da teslim oldu Bölücü terör örgütünden kaçan 2 terörist Habur'da teslim oldu

*Batı Karadeniz'de kaynaklanan sel münasebetiyle 8 bin 193 personel çalıştı ve hala devam ediyor. 2 bin 220 araç şu anda çalışmalarına devam ediyor.

*Ve yine bölgede 6 helikopter sürekli olarak çalıştı. Toplam 56 milyon 863 bin lira para nakit olarak gönderildi. Evi su basan vatandaşlarımıza 3 bin lira, işyerini su basan vatandaşlarımıza da nakdi olarak 5'er bin lira hemen hemen her yerde verdik.

*Tabii başka bir bilgiyi daha arz etmem gerekir. Şu ana kadar karayollarında 128 kilometre kadar yolların bozulduğu ya da tamamen hasarlandığı bilgisi var.

*Ufak hasarlılar haricinde yaklaşık 80 köprü ve 391 menfez var. Şu ana kadar hesaplayabildiğimiz hasarlı bin 80 konut bulunuyor. 516 işyerinde de bir zarar tespiti var yine 35 araçta hasar tespiti oluştu. Hala hasar ve zarar tespitimiz devam etmektedir. Çünkü tarım alanlarında da hasarlar var.

*Tarım hasarlarının da şu anda yüzde 65-70 civarında bir bölümünü ancak tespit edildi, o da ilk tespitler.

*Şu ana kadar yekün olarak bu selin maliyeti 4.2 milyar. Yine önemli bir maliyetle karşılaştığımızı ifade etmek isterim.

“BARAJLAR 100 MİLYON TON SU TUTTU”

Bartın’daki barajların 100 milyon ton su tuttuğunu anlatan Bakan Süleyman Soylu, şu ifadeleri kullandı;

*Öncelikle bütün kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyoruz. 2-3 saatte 300 kilogramın üzerinde m2'ye düşen bir yağmurda daha büyük bir felaketle karşı karşıya kalabilirdik.

*Ürkütücü ve hepimizin omuzlarını çökertebileceği bir afetle karşı karşıya kalabilirdik ama gerek afet öncesi yapılan hazırlıklar gerek yapılan barajlar (Bartın'dan örnek vereyim 3 baraj toplam ki birisi henüz faaliyete geçmemesine rağmen 100 milyon ton su tuttu.) Yani gelen yağmurları bir vesileyle üst bir kotta tutmayı başardı.

“AFET ZAMANINDA KAMUNUN TÜM ARAÇLARI AFAD’INDIR”

 Erdoğan’a günü gününe sürekli bilgi arz ettiklerini ve talimatlarını aldıklarını anlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, afet zamanı kamunun tüm araçlarının AFAD’ın olduğuna dikkat çekti.

Bazı belediyelere ait araçların Bartın’a gelmesine rağmen bekletildiği yönündeki iddialarını hatırlatan Bakan Soylu, sözlerine şöyle devam etti:

*Dönem dönem bu tip afetlerde şu tip tartışmalar oluyor; işte biz buraya araç gönderdik aracımızı durduruyorlar. İşte çalıştırmıyorlar. Bir açıklık ifade edeyim. AFAD afette bütün kamu araçlarının sahibidir. Altını çizerek söylüyorum. Ve bu araçların hiç birini biz cebimizden ödeyerek almıyoruz ferdi olarak.

*Bazı belediyeler ben aracımı gönderdim diyor ya. Yani yüzlerce belediye var aracını gönderiyor sesini çıkarmıyor. Bunu bir insanlık ve komşuluk ve bir kamu yararı olarak değerlendiriyor. Ve bu bir kamu yararıdır. Bu araçlar bizim şahsi malımız değil. Bu araçlar milletin malıdır. Ve biz tekrar söylüyorum afet zamanında kamunun tüm araçları AFAD'ındır.

*Ve istediği özel teşebbüslerin araçlarını da alabilme kabiliyetine kanunen hakkı söz konusudur. Bunu yaptığımız zamanlarda olmaktadır. Onun için milletin vergileriyle alınmış bu araçlarla ilgili yok Bartın'a geldi, bekletildi gibi çalışanların da moralini bozabilecek bir değerlendirmeyi sadece ve sadece küçük işlerle meşgul olmak olarak görüyoruz. Bu doğru değildir.

*Biz buna bakmayız da ama kamuoyunu aydınlatmak gibi bir görevimizde söz konusudur. Arkadaşlarımız burada yoğun bir çalışma ortaya koydular. Elbette görevimizi yapacağız yapmaya da hep birlikte devam edeceğiz. Türkiye'nin neresinden gelirse gelsin, hangi kurumundan gelirse gelsin herkesin başımızın üstünde yeri var. Herkesi sevk etmekle görevliyiz her yere.

*Eksik yapmışsak eksik yapmışızdır. O eksikliğin maliyetini üzerimize almaya da elbette kabulüz. Onun için bu konularda özellikle afet zamanlarında bir takım değerlendirmeler yapmanın çok makul olmadığının altını bir kez daha çizmek istiyorum.

“MARMARİS’TEKİ AFETİ BİR VATANDAŞ ÇIKARDI”

Türkiye’nin afet bölgesi olduğunun altını çizen Bakan Süleyman Soylu, Marmaris’teki orman yangınını da hatırlatarak şöyle dedi:

*Allah bu tip afetlerle karşı karşıya bırakmasın diyeceğim duamız elbette bu olacak. Ancak Türkiye'nin afet bölgesi olduğunu kimse unutmamalıdır tekrar altını çiziyorum. Afetle mücadele sadece kamunun işi değildir.

*İşte geçen gün TIR’ın üstüne park halindeyken kaya düştü. Kimi yerde kaya düşer kimi yerde heyelan tehlikesi var. Kimi yerde deprem, kimi yerde sel, kimi yerde orman yangını her biri ile karşı karşıyayız. Ama tedbir bizim. Eğer vatandaş olarak ormana gider kamp ateşini orda bırakırsak yeni bir afetin sahibi oluruz.

*Marmaris'teki afeti bir vatandaş çıkardı. Ahmet'e kızdı, Mehmet'e kızdı. Alkollüydü değildi ama netice itibarıyla geldi orada ateşi yaktı ve günlerce hepimizi hadi bırakın mesaimizi korku dolu zaman dilimi içerisinde olmamızı, endişe içerisinde olmamızı, sonucunu kestiremediğimiz bir yangınla bizi karşı karşıya bıraktı.

*Bu vesile ile inşallah bunların üzerinden çok daha iyi bir şekilde gelebilecek bir anlayışı gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz. Afetlerin tüm dünyada şöyle bir özelliği daha var. Afetler bütün dünya için literatürde yenilenme için de önemli bir adımdır. Yani her afet kendine ait yeni bir tedbir almayı getirir.