ERKEN HABER - İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından Dünya Sağlık Haftası kapsamında "Herkes İçin Sağlık" başlıklı seminer düzenledi.
Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, 7-13 Nisan Dünya Sağlık Haftası kapsamında düzenlenen ve alanında uzman akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşen seminerde, "Gıda Güvenliği", "Demografik Değişim, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Hizmetlerine Erişim" ve "Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinin Geleceği" başlıkları tartışıldı.
Açıklamada seminerde yaptığı konuşmaya yer verilen Bilgi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Zeynep Şimşek, sağlığın en temel insan hakkı olduğuna vurgu yaptı.
Hiçbir ayrım gözetmeksizin herkesin sağlık hizmetine erişme hakkının bulunduğunu kaydeden Şimşek, bu noktada disiplinlerarası bir iş birliğiyle sadece doktor, hemşire veya medikal çalışanların değil sağlıkla ilgili tüm mesleklerin birlikte çalışmasının çok önemli olduğunu anlattı.
Şimşek, "Son yıllarda yaşanan pandemi, küresel iklim değişikliği ve artan afetler 'herkes için sağlık' mottosunu çok daha önemli hale getiriyor. Bilgi Sağlık Bilimleri Fakültesi olarak Dünya Sağlık Örgütü'nün 'Herkes için Sağlık' mottosu kapsamında öne çıkardığı 11 temadan 3'ünü bugün tartışalım istedik." ifadelerini kullandı.
- "Yılda 600 milyon kişi gıda zehirlenmesi yaşıyor"
Etkinlikte gıda güvenliği konusunda sunum yapan Bilgi Sağlık Bilimleri Fakültesi Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özge Özgen Arun da Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre her yıl tahminen 600 milyon kişinin gıda zehirlenmesi sonrası hastalandığını ve senede 420 bin kişinin gıda kaynaklı bir enfeksiyon nedeniyle hayatını kaybettiğini anlattı.
Gıda güvenliğini etkileyen mikrobiyolojik, kimyasal ve fiziksel olmak üzere 3 büyük tehlikenin bulunduğunu kaydeden Arun, şu açıklamalarda bulundu:
"Günümüzde gıda güvenliğini en fazla akut reaksiyona sebep olan mikrobiyolojik tehlikeler tehdit ediyor. Kimyasal tehlikeler, yaşamın ilerleyen yıllarında etkisini gösteren daha çok kümülatif tehlikeler olarak karşımıza çıkıyor. Bu sebeple her zaman kimyasal tehlikeleri direkt gıda ile ilişkilendirme şansımız olmayabiliyor. Fiziksel tehlikeler ise büyük salgınlar yaratmayıp münferit olarak yine gıdalarla karşımıza çıkabilecek tehlikelerdir. Her gıda maddesi doğru kullanılmazsa potansiyel bir risk teşkil eder. Gıda zincirinde her aktörün aynı derecede sorumluluğu var. Üreten, işleyen, tüketen eşit derecede sorumlu."
- "Fizyoterapistlerin erken tanı ve tedavide etkin rolleri var"
Bilgi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Tomris Duymaz ise, "Demografik Değişim ve Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Hizmetlerine Erişim" başlıklı sunum gerçekleştirdi.
Birinci basamakta sağlık eğitimleri ve fiziksel aktivite programlarıyla insanlarda sağlıklı davranışların geliştirilmesinin önemine işaret eden Duymaz, Sağlık Bakanlığı tarafından kurulan Sağlıklı Hayat Merkezleri'nde fizyoterapist istihdamı görmeye başladıklarını, bu durumun erişilebilir ve karşılanabilir fizyoterapi ve rehabilitasyon hizmetleri açısından güzel bir gelişme olduğunu bildirdi.
Fizyoterapistlerin birinci basamak sağlık hizmetlerinde yer almasının ağrıların kronikleşmeden tedavi edilmesi açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Duymaz, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Erken tedaviyle bir haftada iyileşebilecek hastalar geç kaldıkları zaman iyileşme süresi 3 ay, 6 ay hatta bir seneye kadar uzuyor ve uzayan kronik ağrılar depresyona neden olarak yaşam kalitesini düşürüyor. Hastalıklar ortaya çıkmadan, kas, iskelet ve kardiyorespiratuar sistemlerimize iyi bakarak, bazı egzersizleri yaşam felsefesi haline getirerek daha iyi yaşlanmamız mümkün."
- "Sağlık hizmetlerinde nitelikli iş gücüne ihtiyaç var"
Bilgi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğretim Görevlisi Funda Yıldız da "Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinin Geleceği" konulu yaptığı konuşmada değişen dünya düzeninde birinci basamak sağlık hizmetlerinin kişiler için kritik hale geldiğini ve multidisipliner yaklaşımların bu hususta çok önemli rol oynadığını bildirdi.
Geleceğin sağlık hizmeti vizyonunda dezavantajlı grupların sağlığa erişimi konusunda çalışmalar yürütülmesi gerektiğine işaret eden Yıldız, şu ifadeleri kullandı:
"Bireylere öz sağlık bakımı sorumluluğu yükleme konusunda yetersiz kalıyoruz, özellikle sağlık eğitimi çalışmaları çok önemli. Bu sorunu çözmek için nitelikli çalışanlara ve ekip hizmetine ihtiyacımız var. Hemşire iş gücünü artırmak için yatırım yapılmalı. Birinci basamakta teknolojiye erişim, hasta güvenliği ve sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılması gerekli. Çok sektörlü bir yaklaşımla, sağlığı geliştirmeye ve hastalıkları önlemeye odaklanan uygun maliyetli hizmetlerin planlanması ve yönetilmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde herkes için, her zaman, her yerde sağlık hedefine ulaşabiliriz."