ERKEN HABER -
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Su depolama kapasitesi 2,3 milyar metreküp olan Yusufeli Barajı'nın enerji üretim kapasitesi, 2,5 milyon konutun veya 750 bin TOGG otomobilinin enerji ihtiyacını tek başına karşılayacak düzeydedir." dedi.
Erdoğan, Yusufeli Yeni Yerleşim Yeri'nde "Yusufeli Barajı ve HES, Yeni Bağlantı Yolları ve Tünelleri ile Yeni Yerleşim Bölgesi Açılış Töreni"ne katıldı.
Buradaki konuşmasına, kendisini dinleyenleri selamlayarak başlayan Erdoğan, bugün Cumhuriyet tarihinin en gurur verici eserlerinden Yusufeli Barajı'nın yanı sıra, bu eserin mütemmim cüzleri olan bağlantı yolları ve tünelleri ile yeni yerleşim bölgesinin açılış töreni vesilesiyle Yusufeli'nde olduklarını belirtti.
Barajın, yolların, tünellerin ve yerleşim yerinin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, "Yusufelili kardeşlerimiz, bu eserin ülkemize kazandırılması için doğdukları, büyüdükleri evlerini, iş yerlerini, geçmişlerini geride bıraktılar. Her ne kadar kendilerine daha modern evler, iş yerleri, yepyeni bir ilçe inşa etmiş olsak da bunların hiçbirinin, Yusufelili kardeşlerimizin yaptıkları fedakarlığın karşılığı olmayacağını biliyoruz." ifadelerini kullandı.
Her bir Yusufeliliye, Türkiye'nin ve Türk milletinin geleceği için sergiledikleri takdire şayan fedakarlık için şükranlarını sunan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yeni Yusufeli, 2 bin 698 konut, 507 köy evi, 296 iş yeri, 37 dükkanlı bir sanayi sitesi, 25 yataklı hastane, ana sınıfından lisesine kadar 9 okul, yurt, spor salonu, 7 köy, ayrıca tüm kamu ve hizmet binaları ile sıfırdan kuruldu. Her türlü altyapısı ve üstyapısıyla oldukça ferah bir şekilde tasarlanan yeni Yusufeli, eskisinden iki katı büyüklükte bir alana sahiptir. İlçenin ulaşım ihtiyacı için bünyesindeki 39 tüneli ve 21 köprüsüyle 110 kilometre yeni yol yapılmıştır. Bundan 20 yıl önce Türkiye'nin toplam tünel uzunluğu 50 kilometre iken biz sadece Yusufeli'nde köy yollarındakilerle birlikte 62 kilometre tünel inşa ettik."
- "Trafik güvenliğini artıracak"
Yusufeli için yaptıkları yollarla, Kafkaslar ve Karadeniz Bölgesi'nin kuzey-güney aksındaki trafiğin güvenliğini ve konforunu da artırdıklarını dile getiren Erdoğan, dikilen 20 bin ağacı, 75 binin üzerinde fidanı ve serilen 40 bin metrekareyi geçen çimleriyle yemyeşil bir Yusufeli'nin ortaya çıktığını söyledi.
Baraj gölü içinde kalan 800 bin metreküp verimli toprağın da yeni yerleşim yerine taşınarak, ilçenin hiçbir imkanının heba edilmediğini belirten Erdoğan, "Elbette böylesine devasa bir projede bazı eksikler olabilir. Bunların da süratle giderileceğinden şüpheniz bulunmasın." dedi.
"Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali, 100 katlı bir gökdelene denk olan 275 metre yüksekliğiyle ülkemizde ilk, dünyada da kendi sınıfında 5. sırada yer almaktadır." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kurulu gücü 558 megavat olan bu barajda üretilecek yıllık 1 milyar 900 milyon kilovatsaat enerji, ekonomimize senelik 5 milyar liralık katma değer temin edecektir. Allah göstermesin bir enerji sıkıntısı olsa, sadece burası 1,5 yıl enerjiyi temin eder. Bu baraj aynı zamanda Çoruh Nehri'nin devamındaki Artvin, Deriner, Borçka ve Muratlı barajlarının en yüksek verimle çalışmasını sağlayacaktır. Su depolama kapasitesi 2,3 milyar metreküp olan Yusufeli Barajı'nın enerji üretim kapasitesi 2,5 milyon konutun veya 750 bin Togg otomobilinin enerji ihtiyacını tek başına karşılayacak düzeydedir. Türkiye'nin en çetin coğrafyasında barajı, santrali, yeni yerleşimi ve yollarıyla birlikte 34 milyar liralık bir maliyetle, dikkat edin, buraya ne yatırdık biliyor musunuz? 34 milyar lira. Böyle bir yatırımla, Türkiye Yüzyılı'na yakışır bir eseri milli bütçeden karşılayarak Artvin'imize, Yusufeli'mize kazandırdık."
- "Bu eserin gururu milletimize ait"
Her aşaması kayda alınarak belgesel haline dönüştürülen barajın hikayesinin bu akşam TRT ekranlarında yayımlanacağını aktaran Erdoğan, projesinden inşasına kadar, tamamı yerli ve milli tasarımla, projelendirmeyle, üretimle ortaya çıkan bu eserin gururunun milletin tamamına ait olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylesine devasa bir eserin Türkiye'ye kazandırılmasında emeği geçen bakanları ve bakanlıkları, kurumları, yüklenici firmaları, mühendisinden işçisine tüm çalışanları tebrik etti.
Türkiye'nin son 20 yılında ülkeye kazandırdıkları eser ve hizmetlerle, asırlık eksiklerini gidermekle kalmadıklarını belirten Erdoğan, "Ülkemizi daha büyük hedeflere yöneldiğimiz bir geleceğe de hazırladık. Hemen her konuşmamda, 2002 Türkiye'si ile bugünkü Türkiye'nin mukayesesini rakamlarla, örneklerle yapmaya özel önem veriyorum. Eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe, ulaşımdan enerjiye, tarımdan spora, şehircilikten sosyal desteklere kadar uzanan tüm bu mukayeseli anlatım belki bazılarına sıkıcı geliyor olabilir."
Az önce bir örneğini ifade ettiğini, bu ülkenin ilk 80 yılında sahip olabildiği tünel uzunluğunun 50 kilometre olduğunu söyleyen Erdoğan, bugün sadece Yusufeli'nin yeni yerleşimi için yaptıkları tünellerin uzunluğunun 62 kilometreyi bulduğunu vurguladı.
- "İnşallah önümüzdeki sene tünel uzunluğumuz 720 kilometreye ulaşmış olacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Fark bu kadar açık, ortada. İnşallah önümüzdeki sene tünel uzunluğumuz ne olacak biliyor musunuz, 720 kilometreye ulaşmış olacak. Hangi alana bakarsanız bakın, benzer düzeylerde artışlar görürsünüz. Peki bunca yatırımı, bunca emeği, bunca çabayı niye gösterdik? Biz sizi seviyoruz. Biz bu milleti seviyoruz. Bizim bu millete bir aşkımız var. Biz bu vatan için, bu millet için varız. Türkiye için Türkiye sevdalısı olarak, Türk milletinin sevdalısı olarak bu yolda yürüdük, yürüyoruz. Üstelik sadece altyapıyla kalmadık.
Demokrasimizi, hak ve özgürlüklerimizi geliştirmek için de destansı bir mücadele yürüttük. Halbuki biz de daha önceki 80 yılda hep yapılageldiği gibi günlerimizi, aylarımızı, yıllarımızı sadece siyasi polemiklerle, çekişmelerle, lafla geçirip hiç riske girmeden hayatımızı sürdürebilirdik. Tam tersine ülkemizin demokrasi ve kalkınma atılımlarını gerçekleştirirken önümüze hangi engellerin çıkarıldığını, hangi tuzakların kurulduğunu en iyi sizler biliyorsunuz."
- "Türkiye, bölgesel liderliği aşıp küresel düzeyde söz sahibi olma konumuna gelmiştir"
Yaklaşık 11 yıl önce "2023 Hedefleri" sözüyle milletin huzuruna çıkarken birilerinin dudak büktüğünü, kendi akıllarınca dalgalarını geçtiğini ifade eden Erdoğan, "Aradan geçen yıllarda her ne kadar birileri sürekli enerjimizi ve vaktimizi heba etmek için çabalasa da Türkiye, bölgesel liderliği aşıp küresel düzeyde söz sahibi olma konumuna gelmiştir." dedi.
Çeyrek asır önce hayal dahi etmekte zorlanılan demokrasi ve kalkınma standartlarının bugün, günlük hayatın tabii birer parçası olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyanın gündeminde sadece krizden ve bunların getirdiği ekonomik, sosyal, siyasi sorunlar vardır. Buna karşılık biz ülkemizde yatırımları, üretimi, istihdamı, turizmi, ihracatı bunlardaki olumlu yükselişleri konuşuyoruz. Çünkü Türkiye artık bırakınız kendi büyük bünyesinde ortaya çıkanları, küresel dalgalanmalar karşısında dahi güçlü duruş sergileyebilecek bir altyapıya sahiptir." ifadelerini kullandı.
- "Bu defa da başaramayacaklar"
Ziyaret ettikleri ülkelerde kendilerine Türkiye'nin bu başarıyı nasıl yakaladığının sorulduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Her ne kadar muhataplarımıza, diplomatik cevaplar veriyor olsak da bu başarıyı milletimizle bir olmamıza, iri olmamıza, diri olmamıza, kardeş olmamıza, hep birlikte Türkiye olmamıza borçlu olduğumuzu biliyoruz. Bir süredir doğrudan birliğimizi ve beraberliğimizi daha çok hedef almalarının sebebi de budur. Şimdi soruyorum. Bir miyiz? İri miyiz? Diri miyiz? Kardeş miyiz? Hep beraber Türkiye miyiz? Mesele bu, işte bunu hazmedemiyorlar. Aslında son 20 yıldır bunu defalarca vesayetle, terörle, darbeyle, ekonomik tetikçilikle, sosyal ve siyasi mühendislik çabalarıyla denediler. Hamdolsun her seferinde başarısız oldular.
Bu defa da başaramayacaklar. Çünkü artık tarihiyle ve toplumuyla barışık, siyasi ve ekonomik gücünün farkında, bölgesinde sözü dinlenen, dünyada itibar sahibi bir Türkiye var. Şimdi ülkemizi bir adım daha öteye taşıyarak, hep beraber hep birlikte yeni bir dönemin kapılarını aralamanın eşiğindeyiz. Buna hazır mıyız? Allah'ın izniyle bu süreci de kazasız, belasız, geride bıraktığımızda artık evlatlarımıza huzur-u kalple miras bırakacağımız Türkiye Yüzyılı'nın yolunu tümüyle açmış olacağız."
- "Bu ülkeye, bu millete ihanet edip de sonrasında iflah olan hiç kimse yoktur"
"Togg'u teknoloji ve markalaşma alanında, Yusufeli Barajı'nı da altyapı konusunda Türkiye Yüzyılı'na girişin sembol projeleri olarak değerlendiriyorum." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu kutlu mücadeleyi verirken, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını engelleme çabaları da her gün yeni tezahürleriyle kesintisiz sürüyor." dedi.
Yaşanan coğrafyanın asırlardır "terör eylemi" kılıfı altında sergilenen ihanetlere maruz kaldığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Balkanlar'dan Kafkaslar'a kadar uzan geniş bir coğrafyada örnekleri görülen bu ihanetlerin bedellerini belki biz de ödedik. Şurası bir gerçek ki asırlardır bu ülkeye, bu millete ihanet edip de sonrasında iflah olan hiç kimse yoktur. Hala kapanmamış hesaplar belki olabilir ama onların görüleceği günler de mutlaka gelecektir. Önceki hafta İstanbul'da yaşanan bombalı saldırıyı da mertçe karşımıza çıkmaya yüreği yetmeyenlerin alçakça giriştikleri bir eylem olarak görüyorum. Aralarında çocukların da bulunduğu 6 masumun hayatına mal olan bu alçak saldırıya cevabımızı, Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü hedeflerini yerle yeksan ederek verdik. Kendilerini en güvenli hissettiği yerlerde başına yağan bombaları hazmedemeyen terör örgütü, bu defa da sınır bölgelerimizdeki sivil yapıları ve insanları hedef almıştır.
Bu vesileyle Karkamış'ta hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. 4 yaşında çocuk, 4 yaşında şehidimiz, 22 yaşında öğretmenimiz rahmetli oldular. İnşallah bu kardeşlerimizin dökülen tek damla kanı dahi boşa gitmeyecektir. Ülkemiz sınırlarına ve vatandaşlarına yönelik saldırıların kaynakları bellidir. Bu bölgedeki teröristlerin her birinin kimliğini, yerini, sicilini biliyoruz. Aynı şekilde bu teröristleri kimlerin himaye ettiğini, silahlandırdığını, cesaretlendirdiğini de çok iyi biliyoruz. Sabrımız, çaresizliğimizden veya kifayetsizliğimizden değildir. Sabrımız bir hukuk devleti olarak diplomasiye, yaptığımız anlaşmalara, ülke olarak bize verilen sözlere sonuna kadar riayet etme hassasiyetimizdendir."
(Sürecek)